Baykuş musunuz? Yoksa tavuk mu?

13 Mayıs 2011 Cuma

Son zamanların tartışma konusu. Sizlerlerle paylaşmak istedim…

Başarı ile uyku tipinize uygun işte çalışmak arasında bağlantı olduğunu biliyor muydunuz? Baykuşların da, tavukların da uyku stillerine uygun işler yapmaları durumunda yaşam kaliteleri yükselebiliyor. İşte uykunuzu açacak bir yazı… İşte, toplantıda, evde, Meclis’te, arabada her yerde uyukluyoruz. Sabah kalkamamak, uykumuzu alamamak, yorgunluk hissi hepimizin ortak sorunu. Birçoğumuz bir uykusuzluk hastalığına yakalandığımızı düşünüyoruz ama sorun kendi uyku tipimizi bilmemekten ve modern yaşamdan kaynaklanıyor. Örneğin siz nesiniz, baykuş mu, tavuk mu? Uzun uyuyucu mu, kısa uyuyucu mu?

Çoğumuz kendi uyku tipine göre yaşamıyor, yaşayamıyor. Modern yaşamın getirdiği daha çok çalışma mecburiyeti, daha çok eğlenme isteği bizi uykudan yoksun bırakıyor. Hal böyle olunca hem kendimize zararımız dokunuyor, hem topluma. Uzmanlar işyerinde alınabilecek 15-30 dakikalık bir uykunun çok önemli olduğunu söylüyor.

Baykuş musunuz, tavuk mu?

Kısa ve uzun uyuyucuların yanı sıra bir de baykuşlar ve tavuklar var. Baykuşlar gece saat 1-2 gibi uykusu gelen, tavuklar ise saat 9-10 gibi uykusu gelen tipler. O nedenle bir baykuş eğer 11′de yatağa gidip bir türlü uykuya dalamıyorsa bu durum gayet normal. Ama kişi hem baykuş hem de uzun uyucuysa günümüz dünyasında işi zor.

Baykuşların geceleri daha verimli oldukları söyleniyor. Geceleri genlerinin onlara verdiği rahatlıkla uzun süreler oturabilen, sabahleyin de zorunlu olarak kalkan baykuşlar daha fazla uyku yoksunluğu çekiyor.

Uykusuzluk pek çok sorunu beraberinde getiriyor:

- Ertesi gün verimli olamama
- Konsantrasyon bozukluğu, dikkat azlığı,
- Sinirlilik,
- Kilo alma.
- Mide-bağırsak hastalıkları.
- Yetesiz uyku sonucu insanlar daha çabuk karar veriyorlar ama yanlış karar veriyorlar.
- Kaza riski çok artıyor. İş kazaları. İş ve trafik kazalarının en az yüzde 25′inin uyku yoksunluğu ya da uyku hastalığı ile ilgili olduğu düşünülüyor.

Kaynak: Hürriyet


Share/Bookmark

0 comments :